YAMYAMLIK

                            YAMYAMLIK 

       Yamyamlık, insanlık tarihinin en eski ve en ilginç olgularından biridir. Birçok farklı kültürün ve toplumun, farklı coğrafyalarda yamyamlıkla ilişkilendirildiği görülür. Ancak, yamyamlık kavramı yalnızca antropolojik bir olgu olmanın ötesinde, aynı zamanda insan psikolojisinin, kültürün ve toplumsal yapının da bir yansımasıdır. Yamyamlar, genellikle toplumların “öteki” olarak gördükleri bir grup ya da birey olarak tanımlanır. Yamyamlık, antik çağlardan bu yana pek çok kültürde ya da halk arasında farklı şekillerde görülmüş olsa da, bu pratiğin arkasında farklı sebepler yatar. İlk olarak, yamyamlık bir beslenme alışkanlığı olarak kabul edilebileceği gibi, savaşın ve baskıların bir sonucu olarak da ortaya çıkabilir. Bu gibi durumlar genellikle zorunluluktan ya da kültürel ritüellerin bir parçası olarak gelişir. Yamyamlık, yalnızca bir insanlık dışı eylem olarak değil, aynı zamanda insanın hayatta kalma ve kültür yaratma güdüsünün bir parçası olarak da düşünülebilir. Yamyamlar üzerine yapılan tartışmalar, yalnızca bir kültürel olgunun incelenmesi değil, aynı zamanda insanlık durumunun evrimine dair daha geniş bir anlayış geliştirme çabasıdır.

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

İnancın Sessiz Gücü

 Bazen hayat çok gürültülü geliyor. Her şey çok hızlı, çok karmaşık ve bazen çok anlamsız. İşte tam da böyle anlarda içimde bir soru yankılanmaya başlıyordu: “Gerçek huzur nerede?” Bir gün, farkında olmadan İncil’in birkaç sayfasını çevirmeye başladım. Önce sadece bir meraktı bu, ama sayfalar ilerledikçe kalbime bir sıcaklık dolmaya başladı. O satırlarda bir ses vardı. Sessiz ama güçlü. “Gel, takip et beni,” diyordu İsa. O ses, beni yıllardır kimsenin anlayamadığı yerlerden yakalıyordu. Hristiyan olmak benim için bir anda olmadı. Bu, bir yolculuktu. Belki hala da yolun başındayım. Ama bu yol, kalbimin daha önce hiç tatmadığı bir şefkatle örülü. İsa’nın sevgisiyle tanışmak, kusurlarımı inkâr etmeden kabul edilmekti. O’nun gözünde değerli olduğumu bilmek... Bu, insanın en derin yaralarına dokunan bir ilaç gibi. Günahlarımla, hatalarımla, eksikliklerimle birlikte O’na yaklaşabilmek büyük bir özgürlük. Hristiyanlık bana “kusursuz ol” demiyor. Diyor ki: “Kalbini aç, ben seninle yürüyece...
Devamı

Bağımlılık Nedir

 Bağımlılığın en bilinen nedeni dopamin adlı nörotransmitterdir. Bu madde, beynimizde ödül hissini yaratır. Yani mutlu, tatmin olmuş, başarılı hissettiğimizde dopamin salgılanır. Bir madde ya da davranış dopamini yapay biçimde artırdığında, beyin o hissi yaşam için gerekli gibi algılar. Sonra aynı mutluluğu tekrar hissetmek ister, ama her seferinde daha fazlasını ister. İşte bu döngü, bağımlılığın kimyasal temelidir. Birçok insan, bağımlılığa çevresi yüzünden yaklaşır. Ailede, arkadaş çevresinde veya toplumda bağımlılığı tetikleyen örnekler çoksa, risk artar. Bağımlılığın gelişiminde psikolojik faktörler önemli rol oynar. Kaygı, stres, depresyon veya düşük benlik saygısı gibi durumlar, kişiyi kaçış arayışına iter. Bu noktada beyin, kısa süreli rahatlama sağlayan davranışları veya maddeleri çözüm olarak kodlar. Uzun vadede ise bu bir öğrenilmiş bir tepkiye dönüşür. Bazı araştırmalar, bağımlılığın genetik yatkınlık  taşıyabileceğini gösteriyor. Bazı bireylerde dopamin ...
Devamı

Masal Masal İçinde Değerlendirme

 1.Eseri adı, kitap kapağı ve eserde kullanılan görsellerle ilgili düşüncelerinizi yazınız. Kapak tasarımında kullanılan renkler ve çizgiler. Klasik masal atmosferiyle modern kurgunun birleştiği bir anlatı vaat ediyor. Buda okuyucu kitabı okumaya teşvik ediyor. Ayrıca klasik masal kitabı kapanığından hoşlanmayan okuyucuları kendine çekebiliyor. 2.Bu eseri hangi amaçla okudunuz? Bu eseri hocamız görev olarak verdiği için okudum. 3. Kitabı özetleyiniz. Bir zamanlar, yaptığı iyiliklerle övünmekten büyük keyif alan bir Padişah yolculuğa çıkmış bu yolculukta bazı hikayeler dinlemiş. Bunlar: Mutluluğu kendi elleriyle yok etmiş bir şapkacı, sabırsızlığı yüzünden her şeyini kaybeden bir müezzin, açgözlülüğüne yenilen bir kör adam, kıymet bilmeyen bir kuyumcu ve son olarak öfkesine yenik düşen ve bundan dolayı pişman olan demirci. Padişah bu hikayeleri dinledikten sonra bir şeyi anlamıştı insanların kötü yanları ağır bastığında sadece başlarına kötü şeyler gelmektedir. 4. Okuduğunuz kitabın...
Devamı